Çizgi Dışı İlerlemek

İTÜ Girişimcilik Kulübü
3 min read 15.02.2021

Toplumda çizgi dışı ilerlemek ve farklı düşünmek seni toplum tarafından soyutlanmana ve dışlanmana neden olmaktadır. Ne kadar kendi düşüncelerinin farklılığını ifade etmek istersen o kadar farklı algılanırsın ve tuhaf karşılanırsın.

Çünkü toplumda var olan sürü psikolojisi düşüncesi nedeniyle doğuştan belirli kalıplarla ve normlarla büyütülürüz.

Nasıl büyümemiz gerektiğini, nasıl yemek yememiz gerektiğini, nasıl okumamız gerektiğini ve okula başladıktan itibaren nasıl okumamız gerektiğine dair belirli çizgiler mevcuttur ve bu çizgilerin dışına çıkılmadan büyütülürüz.

Sanki insan olarak dünyaya gelmişiz ve büyüme evrelerinden geçiyor gibi değil de aynı fabrikadan çıkan birbirinin aynısı ürünler gibi tek tip olmaya zorlanmaktayız. Bundan dolayı insanoğlunun varoluşundan bu yana bazı olgular ve kavramlar sorgulanmaz ve hatta sorgulanması dahi düşünülemez.

Ama tekrardan insanoğlunun varoluşundan bu yana yapılan icatlar ve buluşlara bakılırsa ve dünya nüfusunu derinden etkileyen olaylara ve olgulara bakılırsa farklı düşünen ve farklı düşüncelerini hayata geçirmek için çalışan ve çabalayan bilim insanlarından, düşünürlerden, felsefecilerden oluşmaktadır.

Geçmişe bakılırsa sırf kendi hayat çizgisini kendi çizdiği için ve farklı düşünceleri olduğu için dışlanan, soyutlanan hatta yargılanan birçok bilim insanı gösterilmektedir.

Örnek olarak Galieo Galieo‘yu söyleyebiliriz. Bu bilim adamı dünyanın şeklinin yuvarlak olduğunu ve tepsi olmadığını kanıtlarla söylemekteydi. Fakat kilise elinde kanıtlar olmasına rağmen sırf farklı düşündüğü için ve kilisenin dayattığı düşünce ve kalıba farklı bir bakış saçı getirdiği için kilise tarafından yargılanmış ve idam edilmiştir.

Görüldüğü üzere kilisenin dayattığı klasik düşünceye ve kalıplaşmış bilgiye halk körü körüne inanmış ve asla sorgulama ihtiyacı duymamıştır.

Çünkü iki seçeneği vardır; ya sorgulayacak farklı bir çizgide ilerleyecek ve oluşmuş kalıpları yıkacak ya da etliye sütlüye karışmayan ve sürü psikolojisinden çıkmayan halkın içerisinde yer alacaksın ki halkta zarar görmemek ve konfor alanından çıkmamak için ikinci seçeneği tercih etmektedir.

Ama sonrasında yapılan araştırmalar sonucunda dünyanın şeklinin yuvarlak olduğunu kabul etmişlerdir ve bu düşüncesi yüzünden asılan bilim insanının gereksiz bir biçimde cezalandırıldığı anlaşılmıştır.

Başka bir örnek ise Martin Luther King‘dir. Kilise ile olan tartışmaları ve halkı bilinçlendirmek adına yaptığı çalışmaları ile bilinmekteydi.

Halka kilisenin dayattığı düşüncelerin yanlış olduğunu ve asla kabul edilemez olduğunu , bundan dolayı sorgulayıp okumak gerektirdiğini söylemekteydi.

Fakat kilise, halkı dinin asla sorgulanamaz ve araştırılamaz olduğunu, eğer böyle bir şeyi değil yapmak, teşebbüs dahi etmekle bile büyük bir günah işlediğini ve ömür boyu tanrının azabından kurtulamayacağına ve maruz kalacağını ifade etmektedir.

Kilise, halkın zihnini öyle asılsız ve saçma bilgilerle ve düşüncelerle doldurmuştu ki cennetten arsa almanın kiliseye bağış yapmakla ilgili olduğunu belirtirdi.

Bunların farkına varan Marthin Luther King kiliseye cehennemi satın almak istediğini ve tapusunu da almak istediğini söylediğinde kilise şaşırmıştı.

Sonuç olarak bu bilim insanı cehennem tapusunu halka gösterip artık hiçbir şeyden korkmanıza ve tedirgin olmanıza gerek yoktur.

Cehennemi ben satın aldım ve tapusu da elimdedir deyip tapusunu gösterdikten sonra halk tamamen kiliseden bağımsız bir şekilde düşünmeye, sorgulamaya, araştırmaya ve çalışmaya başlamıştır.

Zaten insanlık için önemli olan icatlarda bu hareketten sonra artmaya ve geliştirilmeye başlanıştır ki kilisenin halk üzerindeki etkisi de gün geçtikçe azalmaya devam etmekteydi.

Sonuç olarak insanlık var olduğundan bu yana kalıplaşmış hayat çizgilerinin dışına çıkan ve konfor alanından ayrılmanın yanında sürü psikolojisinden ayrılmak için çabalayan insanlara daima bir korkuyla ve dışlayarak bakmışlardır.

Kim bilebilir ki belki de insanoğlu konfor alanından çıkmakla ve farklı düşünmekle her zaman zarara uğrayacağını veya hem kendisinin hem de ailesinin zarar göreceğini düşünmektedir.

Sonuç olarak insanlık tarihinde adını yazdıran v önemli buluşların ve olguların oluşmasında ismi olan bilim adamları, düşünürler yazarlar , felsefeciler ve filozoflar farklı düşündükleri için ve farklı bir yoldan ilerledikleri, için sürü psikolojisinden ayrılmış ve farklılaşmıştır.

Böyle yapmamış olsaydı sürü psikolojisinden ayrılmamış ve konfor alanından çıkamamış insanlar arasında olacaktı.